“Sözlüklerde “ziyaret etmek” anlamına gelen umre, dini bir kavram olarak, özel bir şekilde Kabe’nin ziyaret edilmesini ifade etmektedir. Umre, belirli bir zamana bağlı olmaksızın (Arefe günü ile Kurban Bayramının ilk dört günü hariç) ihrama girip tavaf ve say yaptıktan sonra, tıraş olup ihramdan çıkarak yapılan ibadettir.“
Umrenin hacdan farkı, Arafat ve Müzdelife vakfesi, kurban kesme, şeytan taşlama görevlerinin umrede bulunmamasıdır. Bundan dolayıdır ki, umreye “hacc-ı asgar”, yani küçük hac, hac ibadetine de “hacc-ı ekber”, yani büyük hac denmiştir. Hanefî ve Malikîlere göre bir müslümanın ömründe bir kez umre yapması müekked sünnettir.
Şafiî ve Hanbelîlere göre ise farzdır. Bakara Suresi’nin 196. ayetinde Cenab-ı Allah umre ibadetinden bahsederek: “Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın…” diye emretmiştir. Yani nafile bile olsa hac veya umreden birine veya ikisine başladınız mı tamamlayın, eksik bırakmayın veyahut tam olarak yerine getirin. Ne başından ne sonundan eksik yapmayın… anlamında bu ibadetin önemi üzerinde durulmuştur.
Ebu Hureyre’den (ra) bir rivayette: “Bir umre, diğer umreye arada işlenenler için keffarettir. Haccı Mebrurun karşılığı cennetten başka birşey olamaz!” diye söyleyen Peygamberimizin “bir umre, diğer umre” tabiri, bir umre diğer umre ile birlikte şeklinde anlaşılmıştır. Yani mana “bir umreden sonra bir umre daha yapılırsa, bu ikisi arasında işlenmiş olan günahlara keffaret olur,” diye anlaşılmıştır.
İbn Abbas’ dan (ra) bir rivayette: “Hacla umrenin arasını birleştirin. Zira bunlar günahı, tıpkı körüğün demirdeki pislikleri temizlemesi gibi temizler.” diye buyuran Peygamberimiz, bu sözü ile, temizliğin çok güçlü bir manevi temizlik olacağının benzetmesini yapmıştır. Yine Ebu Hureye’ den (ra) bir rivayette:“Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.” diye buyuran Peygamberimiz çocuk, kadın ve yaşlı birinin hac ve umreyi yaparak cihad ile aynı sevabı kazanabileceğini bildirmiştir. Ayrıca bu Hadis-i Şerif’ten, insan ruhunun bu üç ibadetle de aynı terbiye ve eğitimi alabileceği vurgulanmıştır.
Yolculuk – Sefer Duası:
Bu vasıtayı bizim emrimize veren Allah’ı tenzih ederim, yoksa bu vasıtaya yakın olmaya bizim gücümüz yetmezdi. Hiç şüphesiz, hepimiz Rabbimize dönücüleriz. Allah’ım, Senden bu yolculuğumuzda hayır ve takva, amellerden de Senin razı olacaklarını dileriz. Ya Rabbi, bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır, uzakları Sen yakınlaştır. Sonrada bizi taatinden ayırma. Allahım, seferde Sahibimiz Sen, geride bıraktığımız ailemizin Vekili de Sensin. Allahım, yolculuğun sıkıntılarından, manzaranın kötüye değişmesinden, mal ve aile hususunda kötü dönüşten Sana sığınırım..
Ramazan Umresi
Hayırlı ameller yerine getirildiği vakitlere göre birbirinden üstünlük arzeder. Bazı vakitlerde yapılan ibadetler, diğer vakitlerde yapılan ibadetlere nazaran daha faziletlidir. Ramazan ayı ise hayırlı amellerin değerinin katlanması açısından diğer aylardan daha üstündür. Bunun içindir ki, Peygamberimiz (s.a.v.) Ramazan ayında yapılan umreyi diğer zamanlarda yapılan umreden daha faziletli görmüşve “Ramazan ayında yapılan umre, hacca denktir.”
7 diye buyurarak, bir önceki hadiste hac ve umreyi cihada benzetirken, bu hadiste de Ramazan umresini hac ibadetine benzeterek umre ibadetinin değerine değer katmıştır.
Sahabeden Ebu Rezin el-Ukeyli (ra), “Ey Allahın Rasulu! Babam ihtiyar bir insandır. Ne hac ne de umrede yolculuk yapmaya gücü yeter.” diye sormuş, Peygamberimiz de (s.a.v.), “Babanın yerine sen hac ve umre görevini yap.” buyurarak yolculuk yapmaya gücü yetmeyen başka birinin yerine hac ve umre görevinin yapılabileceğini bildirmiştir.
Umre ilmihali
A. Umrenin sünnet, vacip veya farz olma şartları
Bir insana umrenin sünnet, (yahut vacip veya farz) olabilmesi için müslüman, akıllı, büluğa ermiş, özgür, ekonomik gücü yeterli ve sağlıklı olması, yol güvenliğinin bulunması ve kadının can, mal ve namus güvenliğinin sağlanmış olması gerekir.
B. Umre ibadetinin zamanı
Umre için belirli bir zaman yoktur, her zaman yapılabilir. Ramazan’da yapılması mendup ve daha faziletlidir. Ancak, Hanefî Mezhebi’nde “Teşrik Günleri “ denilen, yılda beş gün, yani arefe günü sabahından bayramın 4. günü güneş batıncaya kadarki süre içinde umre yapmak tahrimen mekruhtur. Şafiî, Malikî ve Hanbelî Mezheplerine göre hac için niyetli olmayanlar, teşrik günleri dahil yılın her gününde umre yapabilirler.
C. Umrenin farzları
Umrenin iki farzı vardır. Bunlar; İhrama girmek ve Kabe’yi tavaf etmektir. Bunlardan ihram şart, tavaf ise rükündür. Şafiî ve Hanbelîlere göre bu dört nüsük, yani ihram, tavaf, sa’y ve tıraş birer rükündür. Malikî Mezhebi’nde ise, ilk üçü rükün, tıraş ise vaciptir. Şart: Yerine getirilmesi gerekli olan şey. Hükmün varlığı kendisine dayanan şeydir. Rükün: İbadetlerin ve akidlerin asli bölümlerini ifade eder.