+41 (0) 44 843 20 38 | info@sig-mg.ch

Top
Häufig gestellte Fragen – SIG-MG Reisen
3672
page-template-default,page,page-id-3672,theme-voyagewp,mkd-core-1.1.1,mkdf-social-login-1.2,mkdf-tours-1.3.1,woocommerce-no-js,voyage-ver-1.5,mkdf-smooth-scroll,mkdf-smooth-page-transitions,mkdf-ajax,mkdf-grid-1300,mkdf-blog-installed,mkdf-breadcrumbs-area-enabled,mkdf-header-standard,mkdf-sticky-header-on-scroll-up,mkdf-default-mobile-header,mkdf-sticky-up-mobile-header,mkdf-dropdown-default,mkdf-light-header,mkdf-header-style-on-scroll,mkdf-fullscreen-search,mkdf-search-fade,mkdf-medium-title-text,wpb-js-composer js-comp-ver-5.2.1,vc_responsive
SIG-MG Reisen / Häufig gestellte Fragen

◆ İhramda iken yasak olan koku:
İhramlı iken kokulu sabun, şampuan, parfüm ve benzerleri kullanılamaz. Bir azanın tamamına sürüldüğü takdirde kurban, daha az yere sürülürse sadaka cezası gerekir.
(Fıkhul İslâm. 3/233)

◆ Adet halindeki kadın tavaf edebilir mi?
Adet halindeki kadın tavaf edemez, diğer hac menasikini yerine getirebilir. (F.S.:3/162)
Adeti geciktirmek için ilaç kullanabilir. Sağlık açısından ise dikkat edilmelidir.
(10 soruya cevap: Fetavai İslâmî 8/2925)

◆ Tavaf mı efdal, Umre mi, hangisini yapalım?
Bunlardan her ikisi de ibadettir. Biri hafife alınamaz. Ancak aynı zamanda üstüste umre yapmak yerine tavafı çoğaltmak efdaldır. Beytullah’ta farz namazlardan sonra en efdal olan ibadet tavaftır.Peşpeşe yapılan umrelere iltifat göstermeyen alimler vardır.
(Elmugni:3/90, İbni Abidin:2/502)

◆ Bizzat kendileri taşlarını atamayacak kadar aciz olan kimselerin durumu:
Bu durumda olanlar taşlarını başkalarına vekaleten attırabilirler.
(Fetavai İslâmî:3/198)

◆ Mikatı ihramsız geçen ne yapması gerekir?
Mikatı ihramsız geçen geri döner ve ihramı mikat mahallinde giyer. Şayet dönemezse ceza kurbanı keser.
(F.İ.:3/72)

◆ Uçakla ciddeye giden, gittiği yoldan mikat hizasını geçmiş ise:
Mikatı ihramsız geçme cezasına çarpılır.
(F.İ:3/72)

◆ Şeytan taşlamada, Akaba cemresi ile diğer günlere ait bir günlük cemreyi terkedenin durumu:
Ceza kurbanı keser, daha az taş atamadan kalmışsa her taş için bir sadaka hesabiyle verilir.

◆ Vaktinden önce atılan taşlar:
Geçerli değildir.
(F.İ:3/203)

◆ Taşlar yerine isabet etmediği takdirde:
yeniden atılır.
(F.İ.3/197)

◆ Kadınların beraberinde mahrem erkek yoksa:
Hanefî mezhebine göre sefer mesafesine gidemez. Şafi’de, birkaç kadın biraraya geldiği takdirde gidebilirler.
(F.İ: 3/35-36)

◆ Haccın farz olması için:
Oraya varabilmek imkanı şarttır. Umre’ye gidene Kabeye varma imkanı doğmuştur. Binaenaleyh haccın farz olacağı şeklinde ifade edilmiştir. (Mecmeul Enhur) Ancak borçlu olmayacağına fetva verildi.
(İbni Abidin:2/604)

◆ Yaratıkların üstünü:
Yaratıkların üstünü Hz.Muhammeddir. Yer olarak Mekke’nin efdal olduğunu söyleyen alimler yanında Resulullah’ın kabrinin bulunduğu mahallin efdal olduğu
söylenmiştir.
(Tergib:2/240) 

◆ Medine’nin haremi var mıdır?
Mekke’nin haremi olduğu gibi, Medine’nin de haremi vardır. Medine’de bitkilerin koparılmasına Hanefî’nin dışındaki alimler cevaz vermemişlerdir.
(Tergib:2/225)

◆ Şeytana atılan taşlar Müzdelife’den mi alınır?
Şeytana atılacak taşlar Müzdelife’den alınır, atılan taşları bir daha almamak kaydıyla. Başka yerlerden alınması da caizdir.
(F.İ:3/198)

◆ İhramdan çıkmaya bir manisi kalmayan hacı, kendisini de başkasını da traş edebilir mi?
Edebilir.
(F.İ:3/210)

◆ İhramlı banyo yaparken veya abdest alırken dökülen kılların hükmü?
Bu durumda dökülen kıllardan ceza gerekmez, ancak taramamalı; tararsa
da dikkat etmeli.
(F.İ:341)

◆ Haccı Ekber nedir?
“Arafa’nın Cuma’ya rastlamasıdır” denmiştir. Kur’an’da geçen “Haccı ekber” Hz. Ebu Bekir’in emirliğinde yapılan hactır.
(Taberi tefsiri:8/46)

◆ Haram mal ile hac olur mu?
Hambelilere göre olmaz. Diğer mezheblere göre hac borcu zimmetten düşer. İsyanından sorumluluğu devam eder. Zira gasbedilmiş yerde namaz caizdir.
Ama gasp suçu ayrıdır.
(F.İ:3/16)

◆ Borçlanarak hacca gitme mecburiyeti var mıdır?
Yoktur. “Hatta biri, ben seni hacca göndereceğim diye harçlık bağışlasa, onu alıp haccetmektense kabul etmeyip minnet altına girmemesi evladır.” Denmişse de dünya için borç alanın Allah için borç alması daha faziletlidir.

◆ Hacerü’l Esved’e el sürmekle onun kokusu ceza gerektirir mi?
Gerektirmez. Zira ceza gerektirecek kokuda kasıt olmalıdır.
(Fethul Kadir:2/438)

◆ Sadakanın miktarı nedir?
Sadakatın miktarı yarım Sa. Hanefî’de 1900, diğerlerinde 1375 gram buğdaydır. Yani bir Ramazan fitresi kadardır.
(F.İ:3/226)

◆ Müzdelife’deki vakfenin hükmü nedir?
Vacip’tir. Bir yük indirecek kadar zaman kalması kifayetlidir.
(F.İ:3/204)

◆ Mina’da kalmanın hükmü nedir?
Henefi’de sünnet, diğerlerinde vaciptir.
(F.İ:3/204)

◆ Avret yerinin açılması durumu:
Haramdır. Kapatılması gerekli bir uzvun dörtte biri veya daha fazlası açılır ve görülürse dem (küç baş hay110 van kurban kesmek) gerekir.
(Haşiyetü Ibn Abidin, 3/28; Hidayetu’s Salik ale’l mezahibil erbaa fi’l Mesalik, 2/772)

◆ İhramın belli bir rengi olmalı mı?
Renk önemli değildir. Beyaz olması tercih sebebidir.
Yıkanır ve değiştirilebilir.
(El İhtiyar:1/143)

◆ Kadının belli bir ihram şekli var mıdır?
Kadının ihramı normal giydiği elbise cinsinden olur.
Kadın yüzünü örtmez, ellerine eldiven takmaz, giysinin
renginin siyah olması şart değildir.
(F: İ: 3/232)

◆ Kadın ihramdan çıkarken saçını kesmesi:
Kadın ihramdan çıkarken saçının ucundan biraz kesmesi
yeterlidir. Ve bir naylon torbaya koyarak çöp kutusuna
koymalıdır; sağa-sola atmamalıdır.
(F: İ: 3/220)

◆ Tavafta kadın-erkek karışık olur mu?
Bu, zarurete binaen mecburi oluyor. Davranış ve hareketlere
dikkat edilmesi gerekir.

◆ İhramlı iken kolonya kullanılabilir mi?
Kullanılmamalı. Portakal yenebilir. Zira yukarıda
yazılı cevapta kasıt söz konusudur. Kokuların her türlüsünden
sakınmalı.
(Fethül Kadir: 2/438)

◆ İhram ayakkabısı nasıl olmalı?
İhram ayakkabısı açık olmalıdır. (ucu, üstü ve arkası)
Zaruret halinde kapalı giyilebilir.

◆ Arafa günü oruç tutulabilir mi?
Tutulabilir. Ama nehyedilmiştir, tutulmaması evladır.
(El İhtiyar:1/158)
(F.İ:3/231)

◆ Arafat veya Harem’de ot veya yaprak koparmanın hükmü nedir?
Arafat’ta yada haremin herhangi bir yerinde ot yolan,
yada yaprak koparan sadaka verir.
(Ettaç:184)

◆ Arafatta cemaatle kılınan öğle ve ikindi namazları:
Arafat’ta cemaatle kılınan öğle-ikindi namazları
cem ederek kılınır. İmam Ebu Yusuf ve Muhammed’e
göre yanlız da kılsa cem etmelidir.
(El İhtiyar:1/150)

◆ Arafat harem dahili midir?
Arafat harem dahili değildir.
(F.İ:3/318)

◆ Hac mevsimi, Arafa, Kurban ve Teşrik günleri umre:
Bu günlerde umre yapmak kerahatlidir.
(El İhtiyar: 1/157)

◆ Bedel hac:
Bedel hac için gönderenin memleketinden gitmeli. Ama Mekke’den de olabilir.
(İhtiyar1/172)

◆ Kendi hac yapmadığı halde başkasına vekaleten hacca gidenin vekaleti:
‘Kerahetle’ caizdir. Verene göre tenzihi, alana göre tahrimidir. Ama gelecek sene de kendi adına mutlaka hac yapmalıdır.
(İbni Abidin:2/603)

◆ Umre ihramı:
Umre ihramı için harem dairesinden çıkılması gerekir.
(El Mugni:2/111)

◆ Hac çeşitleri:
Haccın çeşitleri efdaliyet itibariyle Hanefî’de şöyledir:
Kıran, Temettu ve İfrad. İmam Azam’dan, Temettu’nun efdal olduğuna dair rivayet vardır.
(El Mugni:2/122)

◆ Taşlar arasındaki tertib:
İmam Ahmed, taşlar arasındaki tertibin vacib olduğunu söyler. Ebu Hanife: “Vacib değildir” der.
(El Mugni: 3/233)

◆ “Taş, Baş, Traş” tertibine riayet etmek:
Hanefî’de vacib, diğerlerinde sünnettir.
(El İhtiyar:1/153)
(İbni Abidin: 2/555)

◆ Arafat’ta namazları cem ederken sünnet kılmak:
Gerekmez.
(2/505)

◆ Hacerü’l Esved’i öpmenin hükmü:
Sünnettir. İzdihama mehal verilmemelidir. İzdihama sebep olmak ve başkasına rahatsızlık vermek ise harama yol açar.

◆ Rükni Yemani’ye selam vermenin hükmü:
Sünnettir. İstilam edilmeye de cevaz verilmiştir.
(ElMugni:3/183 – M.İs.İlmihali. A.F.Yavuz, S:300)

◆ Temettü hacdan sonra umre:
Temettü hacdan ihramdan çıktıktan sonra umre yapılabilir.
Arafa, bayram ve teşrik günlerinde kerahattir.
Diğer günler caizdir.
(Bedayi:2/227)

◆ Medine’de sekiz gün kalmanın hükmü nedir?
Fazilettir. Bağlayıcı değildir.
(Tergib:2/215)

◆ Hac’dan zemzem ve hurma… vb. Getirmenin hükmü:
mubahtır.

◆ Vakfenin vakti:
Arafa günü zevalinden bayram sabahı şafak sökmesine kadardır.
(F.İ:3/175)

◆ Zemzem suyunu ayakta içmek:
Lazım değil, caizdir. Besmele ile üç nefeste içmeli, “elhamdulillah” deyip ilim, rızık ve şifa dileği için dua etmeli.
(El İhtiyar:1/150)

◆ Ziyaret tavafını yapmadan memleketine dönen kişinin durumu:
Haccın bir rüknünü terketmiştir. Hac yapmamış olur! İadesi lazım gelir.
(İbni Abidin:2/467)

◆ Başkasına ait olan eşyaları izinsiz kullanmak:
Başkasına ait terlik, ayakabı … her ne olursa olsun
sahibinden izinsiz kullanılması caiz değildir.
(Taç:5/20)

◆ Muhtaçlara yardım etmek:
Her ne suretle olursa olsun muhtaç düşene yardım edilir. Kusurundan dolayı Allah katında o sorumludur. Yardım eden sevap kazanır, muhtaca yardım edilmeli. Çok kere iyilik edenler, yapılan kişinin liyakatına bakmaz, yapana layik gördüğü davranışta bulunur. Büyüklük yapar.
(Et Taç:2/36)

◆ İzinsiz toplumdan (kafileden – gruptan) ayrılmak:
Hatadır. Bu yüzden zarara uğramasına kayıtsız kalınamaz.

◆ Kurban ve sadaka cezaları:
Bunlar, Harem ehlinin fakirlerine verilmek suretiyle
ödenir. Dışarda kesilmesi olmaz.
(Mugni:3/222)

◆ “Muhazatul-Muştehat”dediğimiz kadınlarla karışık namaz kılmanın hükmü:
Caiz olmaması Hanefî mezhebindedir. Diğer mezheblerde namaz bozulmaz. Binaenaleyh o mezheblerin taklid edilmesi caizdir.
(El Mezahibil erbaa:1/268) 

◆ Hacdan dönenin avucunu öpmek:
Böyle bir şey yoktur! Bidattır.

◆ Tavafın dört şavtını yapan tavaf yapmış sayılır mı?
Tavafın dört şavtını yapan tavaf yapmış sayılır. Ancak bu takdirde KURBAN cezası gerekir; diğer vacibleri terkettiğinde kurban cezası gerektiği gibi. Üçbuçuk şavttan azı tavaf sayılmaz. Bu durumda olanın haccı da sayılmaz.
(F.İ.:3/159)

◆ Namazda kıyamın hükmü:
Namazda kıyamın hükmü farzdır. Farz namazlarında ayakta durma imkanı varken oturmak caiz olmaz.
(İbni Abidin:1/444)
NOT: Bu hususta kadınlara farklılık yoktur. Yer yer kadınların oturarak namaz kıldıkları müşahade edilmiştir ki, bu durum meşru bir delile dayanmıyor. Kesin olarak caiz değildir.

◆ İhramda iken cinsi münasebetin hükmü:
İhramlı kimse Arafat vakfesinden önce cima yaparsa dört mezhebin ittifakıyla haccı bozulur. Bu kişi yine haccına devam eder ve hiç ara vermeden gelecek sene kazasını yapar. Ceza olarak da Hanefîlerde küçük, diğer mezheblerde, büyük baş (sığır-deve) kurban keser. Eğer Arafat vakfesinden sonra, birinci tahullulundan (traş olup ihramdan çıkmasından) önce cima vuku buldu ise, cumhura göre haccı bozulur. Hanefî’ye göre fasid olmaz. Ancak “bedene” (deve veya sığır) kurban etme cezası gerekir. Traştan sonra, ziyaret (farz) tavafı yapmadan önce cima ederse, bir küçük baş ceza kurbanı keser. Haccı sahih olur. Ziyaret (farz) tavafından sonra hac ibadeti bittiği için yapılan ailevi birleşmelerde hiç bir sakınca yoktur. Ceza ve sadaka söz konusu olmaz. Nafile olarak giriştiği haccı aynı şekilde ifsad etse de hüküm aynıdır. Zira hac işleri başlanılmakla kendisine borç edinmiş olur. Eğer ifsad ettiği ihram, umre ihramı ise umre veya hac tamamlandıktan sonra hemen peşinden umre yapmak suretiyle kaza eder. Eğer umrede dört şavtını yaptıktan sonra cima etmiş ise, umre bozulmuş olmaz. Ancak küçük baş kurban cezası gerekir. İhramlı bir kişi, ihtilam dışında, bakarak, okşayarak meni inzal ederse; ister Arafat vakfesinden önce, ister vakfından sonra, ister taş atma zamanında olsun ziyaret (farz) tavafından önce yaparsa kurban cezası gerekir. Hanefî’de inzal olmasa dahi şehvetle ellemek, öpmek, sarılmak ve okşamak kurban cezasını gerektirir. Bu da koyun kesmektir. Temettü niyetiyle ihrama giren kişi umresini tamamlayıp ihramdan çıktıktan sonra, hac için ihrama girinceye kadar ihramlı sayılmaz ve ihram yasağı da yoktur.

◆ İhramlı bir erkek uyurken, başını ve ayağını kapatmış olsa ceza gerekir mi?
İhrama giren erkeklerin, normal örtü sayılabilecek takke ve benzerî herhangi bir şeyle, başlarını ve çorap hükmüne girecek şeylerle de ayaklarını örtmeleri, ihrama aykırıdır. Ancak uyurken, soğuktan korunmak üzere, normal kıyafet örtüsü sayılmayacak olan battaniye ve pike gibi örtülerle baş ve ayaklarını örtmelerinde bir sakınca yoktur. Bunun için de ceza gerekmez.
Kaynaklar:
1) İslâm Fıkhı Ansiklopedisi. Prof. Dr. V. Züheyli. C:4,
S:119
2)İbn-i Abidin. A. Davudoğlu tercemesi. C: 5, S: 8

◆ Umreye niyetlendikten sonra hayız gören bir hanım, umre menasikini yapamadan arafata çıksa umresi ne olur?
Umre menasikini yapmadan Arafat’a gider, vakfesini yapar, Müzdelife ve Mina amellerini yerine getirir. Temizlenince farz tavafını ve sa’yını yapar. Bu tavaf ve sa’y, aynı zamanda Umresinin de tavaf ve sa’yi olur. Sonra da dilerse müstakil olarak Ten’imden bir umre daha yapar. Yapmış olduğu ilk Hacc, Hacc-ı Kıran olur.

◆ Hayızlı olan müfride kadının kudüm tavafı ne olur?
Otomatikman düşmüş olur. Yine hayızlı kadının veda tavafı da düşmüş olur.

◆ Hayızlı olduğundan dolayı zorunlu olarak Arafat’a çıkan karine hanıma, bir tavaf ve bir sa’y yeter mi? 
Evet, bir tavaf ve bir sa’y kifayet eder.

◆ Hayızlı olan bir mu’temire umreden çıkarak müfride mi olsun, yoksa umreyi hacca idhal ederek öylece Arafata mı gitsin?
Evla olan, Umre’yi Hacc’a idhal ederek karine olması ve Arafat’a gitmesidir. Ama Umre’den çıkıp, müfride olarak Hacc’a niyet etmesi de caizdir. Kaldırdığı Umre’ye bedel, Ten’imden bir Umre yapar.

◆ Bir şahıs Hacc-ı Kıran’a niyet etse, Mekke’ye girmeden doğruca Arafat’a çıksa, bu kişinin durumu nedir?
Bu kişi Arafat’ta vakfe yaptığı zaman Umre’sini kaldırmış olur. Kıran kurbanı sakıt olur. Umre’yi kaldırdığı için ceza olarak, bir kurban kesmesi gerekir. Bu kurbanın etinden yiyemez, çünkü ceza kurbanıdır. Kaldırmış olduğu bu Umre’yi kaza etmesi gerekir, zira Umre’ye başlamakla kendisine vacip kılmış, yapamayınca da borçlanmıştır. Şafiî’lere göre, tekrar Hacc niyeti ile mikata döner ve Hacc’a niyet ederse Temettu’ kurbanı düşer.

◆ Tavaf-ı Kudum’un hikmeti nedir?
Tavaf-ı Kudum, cumhur-u ulemaya göre, Arafat vakfesinden önce Mekke’ye giren müfrid ve mukarin hacılar için sünettir. Mekke ehline, Arafat’tan sonra ve mütemetti’ olan hacılar için yapılması sünnet değildir. Mekkeliler için Mekke dışından gelme söz konusu olmadığı için kudüm tavafı gerekmiyor. Direkt olarak Arafat’a çıkanlar ile mütemetti’ olanlar ise, zaten Ka’beye geldikleri zaman üzerlerine farz olan tavafı yapmakla Ka’be’yi selamlamış olmaktadırlar. Ayrıca Hacc-ı Temettu’ yapanlar, önce sadece umreyi yapmış olmakla umre tavafından sonra ihramdan çıkmış olmaları nedeniyle helal durumdadırlar. Ancak Şafiîlerde helal durumda olanlar da kudüm tavafı yapabilirler. Hanbelîlerde ise, Temettu’ haccı yapanlar da önce kudüm tavafı daha sonra da ifada tavafı yaparlar. Kudüm tavafının hikmeti ise, tahiyyetü’l beyt olmasıdır.

◆ Mikatta ihrama girerken Kıran Hacc’ı yapmaya niyet etse, umre amellerini işledikten sonra niyet değiştirerek umreden sonra traş olsa, bu traşla ihramdan çıkmış olur mu?
Umre amellerinden fari olan karin, muhrim olarak kalmaya devam eder. Traş olmakla tahallul olmuş olmaz; cinayet işlemiş ve iki kurban cezası ödemek durumunda kalmış olur. Ancak hedy sevkeden mütemetti umreden sonra traş olursa bu da cinayet işlemiş olur, ama bir kurban cezası gerekir.

◆ Eşhuru’l-Hacc’da (Hac aylarında) umrenin tekrarı mümkün müdür?
Evet mümkündür. Aynı sene Hacc yapılacaksa her umre için değil, hepsine birden bir tane kurban kesmek lazım gelir.

◆ Hacc-ı Temettu’ yapanlar, hacdan önce umre yapabilirler mi?
Hacc-ı Temettu’ yapanlar afakiler olduğu için, umre de müstakil bir ibadet olması hasebiyle, tekrar tekrar umre yapmaları caizdir.

◆ İhram cezaları hata ve özür sebebiyle işlense de mi ceza vardır?
Evet hangi hal üzere olunursa olunsun, cinayet işlenmişse orada ceza vardır. Ancak bilinmeden veya özür sebebiyle işlenen cinayetlerde günah kazanma söz konusu değildir. Kasıtlı cinayet işlenmesinde ise, hem günah hem de tevbe hem de ceza vardır.

◆ Kına yakmanın hükmü nedir?
Kına koku cinsinden sayılmıştır. Ele ve ayağa yakılırsa bir kurban gerekir. Başa yakılır, başka da kabuk bağlayacak şekilde kurur kalırsa, koku ve başı örtme söz konusu olduğu için, iki kurban gerekir.

◆ Mikattan ihramsız giren ve sonradan Mekke’den ihrama giren kişinin durumu nedir?
İhramsız olarak mikatı geçen kişinin bir mazereti (hac zamanının geçmesi, arkadaşlarının gitmesi, can, mal ve geriye dönememe korkusu gibi) yoksa mikat sınırına geri dönmesi vaciptir. Dönemez ise, mikatı ihramsız geçtiği için kurban kesmesi vacip olur.

◆ Tavaf-ı ziyareti cünüp olarak yapana ne gerekir?
Bir bedene kurbanı gerekir. Efdal olan Mekke’de bulunduğu süre içinde tavafı iade ederse kurban kesmek gerekmez.

◆ Tavaf-ı kudüm ve Tavaf-ı vedayı cünüp olarak yapana ne gerekir?
Bir küçük baş hayvan kurban kesmek gerekir. Abdestsiz olarak bu tavaflar yapılırsa sadaka ödenir.

◆ Tavaf-ı Ziyareti abdestsiz olarak yaparsa ne gerekir?
Rükün olan bir ibadeti abdestsiz olarak yaptığı için rükne bir noksanlık arız olmuş olması sebebiyle, bir koyun kurban kesmek gerekir.

◆ Ceza Kurbanın zaman ve mekanı var mıdır?
Bedene ve küçük baş hayvanların kesileceği mekan haramdır. Fakat belli bir zaman tahsisi yoktur.

◆ Farz tavafın say’ını takdim caiz midir?
Caizdir, ama hac niyetiyle ihramlı olunduğu zaman mümkündür. Yani kıran ve ifrad haccı yapanlar kudüm tavafından sonra say yapabilirler. Temettu’ Haccı yapanlar ise hac için ihrama girdikten sonra Arafata çıkmadan önce bir nafile tavaf yaparlar, arkasından da haccın sayını yapabilirler.

◆ Hayız ve aradaki temizlik müddetlerinde mezhepler arasında farklılık var mıdır?
Cumhuru fukahaya göre, iki hayız arasında en az 15 gün olmalıdır. Hayız müddeti Hanefîlerde, en az 3, en fazla 10 gündür. Malikîlerde ibadetler için en az ölçüsü bir defa olmasıdır. İddet için bir veya bir günün bir kısmıdır. En fazlası ise, hanımların durumuna göre dört kısımdır: Yeni başlayanlar, mutad adet günleri belli olanlar, hamileler, durumu karışık (Muhtelıt) olanlar. İlk defa gören kadınlar için 15 gün takdir edilir. Bundan fazlası hastalık=özür sayılır. Adeti olanlar ise, üç gün üzerine en uzun gördüğü günler artırılır ve belirlenir. Ayın yarısını geçmiyecek şekilde bir defa görülmüş olan hayız, o kadının adet günü olur. Hamileler için ise, hamileliğin başladığı tarihten itibaren iki ay sonrası için yirmi gün, altı aylıktan sonra 30 gündür. Durumu karışık (Muhtelıt) olanlar ise, bir gün veya bir kaç gün görürler; öyle ki bazan tam bir gün, bazan bir günün bir kısmında görür. Bunların tam bir temizlik günleri olmayabilir. Bu durumda kan gördüğü günleri hesap eder. Hayızın en yüksek müddeti olan 15 günden fazlası istihazadır. Ondan aşağısı hayızdır. Kan görmediği her gün yıkanır. Çünkü temizlenmiş olabilir. Kan gördüğü her gün hayız olur. Hayızlının sakınması gerekli olan şeylerden uzak durur. Şafiîler ve Hanbelîler, hayız müddetinin en azını yirmi dört saat tesbit ederler. Ancak kanın devamlı olarak akması gerekmez, bulanıklık bile hayız sayılır. Çoğunlukla 6 veya 7 gün olur. En çoğu ise, 15 gündür. 15 günden fazlası, bir günden azı , özür kanıdır. Temizlik müddetinin en azı Hanbelîler hariç, 15 gündür. Hanbelîler ise 13 gün ve gecesidir derler.

◆ Özürlüler nasıl taharet yaparlar?
Malikîler, her namaz için abdest alması müstehaptır. Hanefî, Şafiî ve Hanbelîlere (cumhura) göre, her vakit için yeni abdest almak vaciptir.

◆ Farz ve nafile haccın vekalet yoluyla yaptırılmasında geçerli olan şartlar eşit midir?
Nafile haccın başkasına yaptırılması konusunda farz haccın yapılmasındaki şartlar aranmaz. Sadece haccı yapan kişinin, müslüman, akıllı ve mümeyyiz olması
yeterlidir.

◆ Mekke-i Mükerreme’ye Arafat öncesinde gelen hacı adaylarının mukimlik veya müsafirlik yönleriyle alakalı olarak durumları nedir?
Mekke-i Mükerreme’ye 25 Zilkade itibariyle dışardan hac niyetiyle gelmiş olanlar veya daha önce gelmiş olmalarına rağmen zamanları Yevm-i Terviye’ye 15 gün kalmamış olanlar, Mekke’de mukim olmaya niyetlenseler de bu sahih olmaz. Çünkü her ne kadar belki Mekke’de kalış günleri 15 günden fazla da olsa, Arafat ve Minaya gidilmesi muhakkak olduğundan bu ayrılış kesintisiz 15 günlük süreyi bölmektedir. Fakat varsayalım ki Arafata çıkmaya 10 gün kala Mekke’ye girilmiş ve ikamete niyet edilmiş, Arafattan dönüşte Mekke’de kesintisiz 15 günden fazla kalınacaksa Arafat dönüşü mukim olunabilir. Çünkü Arafat öncesinde yapılan ilk ikamete niyet hala geçerliliğini sürdürmektedir. Dolayısı ile bir kişi Mekke’ye gelse ve bir aylık bir süre için ikamete niyet etse, mukim olur ve de Mekkeden ayrılıp Arafat ve minaya gidip gelmesi onu müsafir durumuna düşürmez.

◆ Kendi adına Hacc yapmamış birisinin başkası adına Hacc yapması caiz olur mu?
Evet caiz olur. Ama efdal olan, evvela kendi adına Hacc yaptıktan sonra başkasının yerine Hacc yapmasıdır. Her ne kadar Ka’be’ye ulaşan insan fakir de olsa Ka’be’ye yol bulmuştur, dolayısı ile artık kendi adına Hacc yapması vaciptir denilmişse de Molla Ebussuut gibi müdekkik alimler bunu kabul etmemişlerdir. Çünkü fakir kişi Mekke’ye başkasının gücüyle ancak ulaşmıştır ve onun emriyle hareket edebilir. Fakat memleketinde bıraktığı ailesi için bir problem lmayacaksa, Mekke’de bir sene boyunca kalabilme hakkı da varsa bekler, bir sene sonra hac mevsiminde haccını yapar. Hac yapacak güç ve kuvvete ulaştığı halde kendisi yerine hac yapmadan başkasının yerine hac yapmış olması kerahetle de olsa caizdir. İmam Şafiî ise, kendisi adına hac yapmamış birisinin başkası yerine hac yapmasını caiz görmemiştir.

◆ Cünüp ve haiz olarak yapılan sayın durumu edir?
Küçük hadesli olarak, say yapılırsa iadesi müstehap olur, iade edilmezse bir şey lazım gelmez. Ama cünüp veya hades-i ekberle say ederse, iadesi vacip olur. İade edilmezse bir küçük baş kurban kesilir; say geçerlidir.

◆ Muhrim, tahallülün caiz olduğu sırada, kendisi veya başkasının başını traş etse bir şey lazım gelir mi?
Hayır hiçbir şey lazım gelmez. Bu hüküm hem hac için hem de umre için geçerlidir.

◆ Haccı Kırana niyet eden, umrenin tavafını yapmayarak direkt Arafata gitse ve vakfesini yapsa, umrenin durumu ne olur?
Umreyi kaldırmış olur. Umreyi kaldırdığı için ceza kurbanı gerekir, teşrik günlerinden sonra kaza etmesi gerekir. Kıran haccı için de kesmesi gereken şükür kurbanı düşer.

◆ İhramdan nasıl çıkılır?
İhram bağlayıcıdır. Hangi amel için ihrama girilmişse o amel yapılmadan –velev ki ifsat bile olmuş olsa- ihramdan çıkılamaz. Yani hac ise hac menasiki, umre ise umre menasiki bitmeden ihramdan çıkılamaz. İhramdan traşla çıkılır. Bunun da vakti, sıhhati açısından, hacda bayram sabahı fecir doğumundan itibaren; umrede tavafın ekserisini yaptıktan sonra; hacda vücubiyyeti için, cemrey-i Akabe’yi taşladıktan; umrede ise, saydan sonradır; cevazı için ise ömür boyudur.